Kimdir John Berger?
Berger, 1926 yılında Londro’da doğdu. İngiliz yazar, sanat eleştirmeni. G. isimli romanı 1972’de Man Booker Ödülü’nü kazanmıştır.
John Berger, mesleki kariyerine ressam olarak başladı. 1940’lı yılların sonlarına doğru Londra’da birçok sergiye katıldı. 1948-1955 yılları arasında sanat eleştirmenliğinin yanı sıra, resim dersleri de verdi. İngilizce yazan en etkili sanat eleştirmenlerinden biri olarak tanınır. Senaryo yazarlığı ve belgesel yazarı olarak da tanınır. Bunun yanı sıra, romancı kimliği de vardır.
İlk romanı Zamanımızın Bir Ressamı (A Painter of our Time) 1958’de yayımlandı.
En sevdiğim kitapçıya girdim ve tesadüfen gözüm buna ilişti. Denemek istediğim için yazarın kısa bir kitabını seçtim. Güzeldi. Bir dönem resimle baya ilgilenmiş biri olarak sevdim. Konu sadece çizim üzerine değildi.
Bugün insanların içinde yaşadığı yalnızlığı kim önceden bilebilirdi? Her gün dünyaya ilişkin gövdesiz ve sahte bir imgeler ağı tarafından yeniden oyalanan bir yalnızlık. Ama imgelerin bu sahteliği bir hata değil. Eğer kar peşinde koşmak insanlığın kurtuluşunun tek yolu olarak görülürse, gelir elde etmek mutlak öncelik haline gelirse, o zaman gerçekten varolanın itibar görmemesi, görmezden gelinmesi ve baskı altında tutulması gerekir.
Günümüzde her yanda bol miktarda imge var. Daha önce hiç bu kadar çok şey incelenip seyredilmemişti.Her an, gezegenin ya da ayın öte yüzünde nesnelerin nasıl göründüğüne bir göz atabiliyoruz.Görüntüler şimşek hızıyla kaydedilip aktarılıyor.Ancak bununla, bir şey masum bir biçimde değişti.Eskiden görüntüler elle tutulur gövdelere ait olduklarından bunlara fiziksel görüntü derdik. Şimdi her şey uçucu. Teknolojik yenilikler görüneni var olandan ayırmayı kolaylaştırdı. Ve bu tam da yürürlükteki sistemin efsanesinin sürekli olarak sömürgesi gereken şey. Görünümleri, kırılmalara dönüştürüyor birer serap gibi: Işık değil iştah kırılmaları, aslında tek bir iştahın kırılmaları, hep daha fazlasını isteyen iştahın.