Bugün sizlere dün gece bitirdiğim “Düşünce Gücüyle Tedavi” kitabından kısaca bahsedeceğim. Öncelikle tavsiye eden arkadaşım Özge’ye teşekkür ederim. Aslında kitap kapağında en çok dikkatimi çeken söz şu oldu. “Olumsuz düşüncelerden kaynaklanan hastalıklardan kurtulma yolları.” Kanser tedavisinde bile insanların pozitif olması ve mücadele etmesinin çok büyük etkisi olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Ben de kafamızın içinde dönüp duran her düşüncenin bedenimizde bir yerlere dokunduğunu düşünüyorum. Canım bir şeye sıkıldığında mideme vurması ya da durduk yere kaşıntı krizine girmem en büyük gösterge. Kadınlar için en bilineni adet döngünün bozulması ve çeşitli sıkıntıların yaşanması. Uyku düzensizlikleri, iştahsızlık ya da fazla yemek yeme gibi. Hangimiz canımız sıkkın olduğunda sağlıksız yiyeceklere sarmadık?
Kitabı genel olarak beğendim, 10 üzerinden 7 veriyorum. Teknik konulara değindiği için ve benzer şeyleri zaman zaman tekrarladığı için ( ki bilinçli yapıldığını düşünüyorum ) belirli bir noktadan sonra bunaldığımı hissettim. Belki baştan sona değil ama o günkü isteğinize göre herhangi bir sayfayı açıp rastgele okursanız, okuma sürecini daha keyifli hale getirebilirsiniz. Elbette kendimden bir şeyler buldum. Altını çizdiğim cümleler oldu. Yanına yıldız koyduğum paragraflar. İşin güzel tarafı, hastalarından örnekler vermesi ve bu örneklerin hayatın içinden olması. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kitapları seviyorum. Belki yanlış değil ama eksik bir bakış açısını farketmede yardımcı olabilir. Sonunda ise tüm hastalıklara karşı yapabileceğimiz olumlamalardan, bu rahatsızlıkların hangi olumsuz düşüncelere ya da travmatik olaylara bağlı olduğunu yazmış.
Kendimden yola çıkarak baş ağrısına baktım. Migren diye genellemiş. Bendeki migren değil fakat bir çeşidi olduğunu düşünüyorum. Migren türü ağrıların, mükemmeliyetçi yapıya sahip insanlarda daha sık görüldüğünü ve kendilerine baskı yaptıklarından bahsetmiş. Evet, ben de rahat mizaçlı değilim ancak eskisi gibi her şey tam olsun kafasını da yaşamıyorum. Daha önce okuduğum kitaplardan çevirmeni Nil Gün hanımın tarzına alışkınım. Burada da başarılı olmuş. Şifa niyetine okumak isteyenlere tavsiye ediyorum.
ALTINI ÇİZDİKLERİM…
- Hayat asla tıkanıp kalmaz, durağan ve bayat olamaz. Çünkü her an yepyeni, her an taptaze.
- Hiçbir kişi, hiçbir şey, hiçbir koşul bizim üzerimizde bir güce sahip değil, çünkü aklımızla düşünce oluşturan yalnızca “biz”iz. Deneyimlerimiz, gerçekliğimizi ve bunda yer alan tüm kişileri yaratan biziz.
- Eğer kendinize şöyle söylüyorsanız: “Herkes bana şöyle davranıyor, beni yargılıyor, asla benim için bir şey yapmıyor, beni paspas gibi kullanıyor, sömürüyor…” o zaman bu sizin DÜŞÜNCE KALIBINIZ.
- “İstediğim gibi biri olmadığın için seni affediyorum. Seni affediyor ve özgür bırakıyorum.” Bu olumlu düşünce bizi özgür kılar.
- Course in Miracles (Mucize Kursu) öğretileri şöyle der: “Tüm hastalıklar affetmeme durumundan kaynaklanır. Ne zaman hasta oluyorsak, affetmemiz gereken kişinin kim olduğunu düşünmeliyiz.”
- Rejimlerle, fazla kilolarla ilgilenmem. Çünkü rejimler başarılı olmuyor. Yapılması gereken tek rejim, düşünsel rejimdir, kendimizi olumsuz düşüncelerden arındırmak. Hastalarıma şöyle derim: “Şimdilik bu konuyu bir kenara koyalım, önce birkaç başka şeyle uğraşalım.”
- Tüm enerjimizi, her şeyin nedeni olan sorunu ortadan kaldırmaya yöneltebiliriz. “KENDİNİ SEVMEMEK!”
- Güzel bir hayat istiyorsak, güzel düşüncelerimiz olmalı. Üretkenlik içinde geçen bir hayat istiyorsak, üretken düşüncelerimiz olmalı. Sevgi dolu bir hayat istiyorsak, sevecen düşüncelerimiz olmalı.
- İlk öğretmenlerimden biri, Doktor Raymond Charles Barker, sürekli şöyle derdi: “Bir sorun olduğunda, yapmanız gereken bir şey yok, bilmeniz gereken bir şey var.”
- Kendinizi onaylamadıkça ve kabul etmedikçe, gerçekten kendinizi sevmek imkansızdır. Bu, ne olursa olsun kendinizi eleştirmemek demektir.
- Sevgi hiç beklemediğimiz zamanda, sevgiyi aramadığımızda gelir. Sevgi avına çıkmak asla doğru eşi bize getirmez. Sadece özlem ve mutsuzluk yaratır. Sevgi hiçbir zaman dışımızda değildir; içimizdedir.
- Sadece hayatınızda biri olsun diye ilk önünüze çıkana razı olmayın. Standardınızı koyun. Kendinize ne tür bir sevgi çekmek istiyorsunuz? Bir ilişkide gerekten olmasını istediğiniz özelliklerin listesini yapın. Bu özellikleri kendinizde geliştirdiğinizde o özelliklere sahip bir insanı hayatınıza çekeceksiniz.
- “İlkinde başaramazsan tekrar tekrar dene” sözü ne kadar da doğru. Kendini suçla ve bildiğin aynı şeyleri yine tekrar et demek değil. Hatanı gör ve bir başka yol dene demek. Ta ki doğru yapmayı öğrenene kadar.