Bilge Karasu: Ne Kitapsız Ne Kedisiz
Bu yazıyı “Ain’t No Sunshine” şarkısı eşliğinde yazıyorum. 🙂 Nasılsınız? Umarım keyiflisinizdir. Mümkünse benim gibi yapın, Youtube’dan bu şarkıyı açın. Hatta linkini aşağıya bırakayım.
Kedim de yanımda desem yok artık demezsiniz umarım. Az önce sevdirdi, ne zaman bilgisayar başında iş yapsam anlıyormuş gibi yanıma gelir.
“Okur kitap arar ama, kitabın da okuru bulduğunu ben çok gördüm. Açıklanabilir bir şey söylemiyorum belki, ama “rastlantılar”ın çoğu, açıklayamadığımız için rastlantı görünmez mi?”
Bilge Karasu’nun söylediği gibi Mavibahçe D&R mağazasında dolaşırken aldım bu kitabı. Gözüme çarptı. Daha önce adını sıkça duymuştum. Beni anlatıyordu. Ne kitapsız yapabilirim, ne de kedisiz. Başta sempatik bir kere. Konuya gelirsek. Bilge Karasu, sanki deneme yazmış gibi geldi. Aslında yazmayı, çizmeyi sevenler için yol haritası niteliğinde. İçerisinden tecrübe akıyor. Kitaplar, dostluklar, hayvan sevgisi, anılar var. Meraklı olanlara tavsiye ediyorum.
Elbette sevdiğim kısımlar oldu. Hatta yukarıda yazdığım cümle onlardan bir tanesi.
“Vicdan” sorunu ancak can denen şeye saygı duyulmasıyla ortaya çıkabilir. Elbette kendi canımızdan değil, başkalarının canından söz ediyoruz burada. Sevgi ise ısmarlama olmaz, yaşayarak öğretilecek/öğrenilecek bir şeydir sevgi.
“Yaşam durmadan çözülüp bağlanan, bununla birlikte aynı biçimden, kalıptan, karşılıklı konum düzeninden bir ikinci kez geçmeyen bir gidişse, anılarımızı pehpehleyelim, anlatalım, kullanalım canımız istiyorsa; ama onlardan koltuk değnekleri çatmayalım kendimize.”
Görüşmek üzere.